Sitemizi kullanabilmeniz için tarayıcınızda javascriptlerin çalışmasına izin vermelisiniz.
Onceki
Kapat
Bekleyiniz, resim yukleniyor...
Sonraki
Sonraki
PetVet
Pzt - Ct  09:30 - 20:00
Pazar  10:00 - 18:00
Ozon Terapisi Ozon ve diğer oksijen terapileri, 100 yılı aşkın bir süredir insan ve hayvan tedavilerinde kullanılmaktadır. Bilimadamlarının, vücuttaki yüksek oksijen seviyesinin olumlu etkilerini farketmesi üzerine, bu terapilerin popülerliği gittikçe artmaya başlamıştır. Günümüzde, hedeflenen dokulara kolay çözülebilir oksijen taşıyan hiperbarik tedavi ve ozon terapilerinin; her türlü zarar görmüş ve iltihaplanmış dokunun varolduğu durumlarda, virüs, mantar ve bakterilerin yok etmede ve genel sağlık durumunun iyileşmesinde etkili olduğu kanıtlanmıştır. Medikal alandaki kullanımının yanısıra ozon; hayvancılık, su tankları, büyükbaş embriyo transferi, yüzme havuzları, spa ve dünya genelinde 2000'den fazla belediyenin su arıtma sistemlerinde de kullanılan önemli bir dezenfektandır. Nasıl Çalışır? En basit anlatımla; ozon (O3), 3 oksijen atomundan oluşur. Doku ile etkileşime girdiğinde ise, bildiğimiz 2 oksijen atomlu oksijene (O2) dönüşür, ve açığa çıkan 1 oksijen molekülü de, dokudaki diğer moleküller ve kimyasallarla birleşir. Bu, şu açıdan önemlidir; birçok mikroorganizma ve kanser hücreleri, kendi yaşam döngülerinin bir döneminde, eğer zengin oksijenli ortama rastlarlarsa yokolurlar. Yani sağlıklı hücreler, oksijenden zengin bir ortama gereksinim duyarlar. Medikal ozon; medikal oksijenin, ozon jeneratörü tarafından elektriksel olarak uyarılması ile elde edilir ve 1870'li yıllardan beri medikal ve naturopatik tıp alanlarında kullanılmaktadır. (Naturopatik: homeopati, akupunktur gibi diyet ve yaşam tarzı danışmanlığı da dahil olmak üzere sağlık alanındaki "doğal" yaklaşımları, geniş bir yelpazede barındıran alternatif tıbbın bir formudur.) Doğru kullanıldığında hiçbir yan etkisi olmayan bu son derece güvenli terapi yöntemi genel olarak; iltihapları azaltmak, bağışıklık sistemini harekete geçirmek, bakteri, virüs, mantar ve mikroorganizmaları etkisiz hale getirmek gibi birçok açıdan etkilidir. Tedavi Protokolü Nedir? Şu unutulmamalıdır ki, tek başına ozon terapisi mucizevi bir yöntem ya da ilaç kesinlikle değildir. Daha çok, hastanın iyileşmesinde destek sağlayan destekleyici tedavi yöntemidir. Ozon terapisi, uygulanan geleneksel tedavilerin yanına ek olarak uygulandığı zaman en iyi sonucu verecektir. Çünkü sonuç olarak, vücudun iyileşmesi görevini gerçekleştirmesi gereken yapı, bağışıklık sisteminin kendisidir. Ozon tedavisi, sadece hekim kontrolünde ve medikal ozon cihazlarıyla yapılmaktadır. Kullanılacak ozon tedavisinin sayı, sıklığı ve yöntemi; hastalığa göre değişir. Tedavi planı, evcil hayvanınızın özel tıbbi durumuna bağlı olarak, bireysel olarak belirlenecektir. Hangi durumlarda ozon terapisinden yaralanılabilir? Her türlü viral enfeksiyonda (FeLV Lösemi, FIV, FIP, Herpes, Parvovirus vb.) Her türlü bakteriyel enfeksiyonda (Lyme hastalığı, Toksoplazma/Toxoplasmosis, Stafilokok/Staphylococcus enfeksiyonları vb.) Her türlü mantar enfeksiyonunda (Candida, Ringworm vb.) Kanser tedavisinde ve önleyici olarak Detoksifikasyon için veya çevresel hipersenstivite (aşırı duyarlılık) olgularında Artrit ve dejeneratif (zarar görmüş) eklem hastalıklarında Otoimmun (bağışıklık sistemi) bozukluklarında Deri yaralanmaları veya yanıklarında Üst solunum yolu, üriner sistem hastalıkları veya dolaşım yetersizliklerinde Kafa travmaları, omurilikte oluşan enfeksiyonlar, nörolojik hastalıklarda Ağız ve dişlerde oluşan yaralarda, diş apselerinde Kulak veya gözlerdeki alerjik tepki veya enfeksiyonlarda Mide veya bağırsak problemlerinde Ağrının kontrolü ve azaltılmasında Vücudun oksijen gereksimini arttıran diğer tedavi yöntemlerinde Kliniğimizde ozon terapisi, uygun görülen hastalarımızda tedavide destekleyici olarak başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
Yavru Kedi Bakımı: Yavru kedi sahiplendiğiniz bu dönemi PetVet veteriner kliniği olarak vereceğimiz hizmetle siz ve kediniz için sağlıklı bir periyod olarak görmenizi hedeflemekteyiz. Yavru kedi programı neleri kapsar? Kedinizin alındığı andan itibaren yapılan tam bir fiziki muayene ve her şey yolunda ise 3- 4 hafta aralıklarla yapılacak olan visitlere gelişim sürecini yakından takip etmek. FeLV ve FIV kan testi Birden fazla yöntemle yapılan gaita(dışkı) muayenesi İç parazitlere yönelik olarak 2 defa oral yolla paraziter ilaç uygulaması 8 haftalık iken başlanan ve 3-4 hafta aralıklarla yapılan karma aşılar (2 doz) 12 ve 16 haftalık yaşlarda yapılan 2 doz Feline leukemi virus aşısı Tek doz kuduz aşısı Aşılamalar: Yavru kedinizin sağlıklı bir şekilde viral hastalıklara karşı bağışıklığının sağlanabilmesi için; 8 haftalıktan itibaren 3-4 hafta aralıklarla 2 veya 3 doz karma aşı ( Calici, rhinotracheitis ve panleukopeni ) 2 doz leukemi aşısı yapılması gerekmektedir. Kuduz aşısının yapılması ise kanuni zorunluluktur. FeLv-FIV kan testi: 6 aylıktan büyük kedilerde yapılan bu test ile öldürücü olan ve kolaylıkla bulaşabilen her iki virüsu kedinizin taşıyıp taşımadığı kontrol edilmektedir. Dışkı Muayenesi: 4 saatten fazla bekletilmemiş taze dışkının çeşitli yöntemlerle yapılan muayenesi ile bağırsak helmintleri ve protozoalar yönünden incelemesi yapılır. İç Parazit İlaçlaması: Kedinizin kilosuna göre uygulanan geniş spektrumlu güvenli ilaçlarla sestodlar, askaritler, kamçılı ve kancalı kurtlara karşı etkin müdahalede bulunulmaktadır. Pire ve Keneye Karşı Korunma: Kedileriniz sadece evde de yaşasa pire kene ilaçlamasının rutin olarak yıl boyunca uygulanmasını kesinlikle tavsiye ediyoruz. Kısırlaştırma: Kedilerinizin 4-6 aylık dönemde kısırlaştırılması önerilmektedir.
Yavru Köpek Bakımı: Ailenizin bir ferdi olarak kabul ettiğiniz yavru köpeğinizin hayatının bu çok önemli ilk ayları için PetVet veteriner kliniği koruyucu sağlık hekimliği danışmanlığı ve hizmeti vermekte olup, yavru köpeğinizin sağlıklı bir erişkin olmasını hedeflemektedir. Yavru köpek programı neleri kapsamaktadır? Yavru köpeğinizin evinize girmeden önce muayenesi yapılır ve her şey normalse 3-4 hafta aralıklarla yapılan muayenelerle yavrunun fiziki ve davranışsal gelişimleri takip edilir. Aşılama programı DH (L) PP- ilk aşı 6-8 haftalık yaşta yapılmalı ondan sonraki aşılamalar 3’er hafta aralıklarla devam ederek köpeğiniz 16 haftalık olduğunda tamamlanmalıdır. Bordetalla aşısı 12 haftalık yaşta yapılır. Kuduz aşısı 16 haftalık yaşta yapılır. İki defa iç parazit ilaçlaması yapılır. Fecal test (dışkı muayenesi) yapılır. Aşılamalar: Köpeğinizin viral hastalıklara karşı bağışıklığının yani korunmasının yüksek ve tam olarak sağlanabilmesi için aşıların 6-8 haftalıktan itibaren seriler halinde 3 er haftalık aralarla 16 haftalık oluncaya kadar tamamlanması gerekmektedir. Bebeklik dönemi aşılarının tamamlanmasının ardından DHPPİ-L ( distemper, parva, leptospria, hepatit ve parainfluenza ) aşısı ile bordotella (kennel cough) aşısı senede bir kez yapılmalıdır. Kuduz aşısının yapılması ise yasal zorunluluk olduğu için her yıl yapılmalıdır. Anti-paraziter Sağaltım: Köpeğinizin kilosuna göre verilen geniş spektrumlu antiparaziter ilaçlar ile kancalı kurtlar, kamçılı kurtlar, sestodlar ve askaritlerin hepsi temizlenmektedir. Fekal Muayene: Köpeğinizin taze dışkısı (4 saatten fazla beklememiş olmalıdır) birden fazla yöntemle muayene edilerek yukarda bahsedilen parazitlerin yanı sıra olası diğer bağırsak protozolarına karşı muayene edilir. Pire ve kene koruması: Pire, kene ve diğer dış parazitlere karşı köpeğimizi ve kendimizi koruyabilmek için bütün bir yıl boyunca düzenli olarak topikal ilaçlamaların yapılması sağlanmakta ve önerilmektedir. Kısırlaştırma: Yavru köpeklerimizin 4-6 aylık dönemde kısırlaştırılması önerilmekte olup, yasalar gereği mikrochip uygulaması hakkında bilgi ve hizmet sunulmaktadır.
Dermatofitosiz, kedi ve köpekleri etkileyen bir mantar enfeksiyonudur. En sık enfeksiyon yapan türler Microsporum canis, Microsporum gypseum veya Trichophyton mentagrophytes.dir. Dermatofitosiz, insanlara ve diğer hayvanlara kolayca bulaşır. Bulaşma enfekte deri, tüy kontamine olmuş eşyalar ve toprak yolu ile olur. Sporlar dış ortamda çok uzun zaman canlı kalabilmektedir. Dolayısı ile tedavi sürecinde çevre temizliği mutlaka yapılmalıdır. Dermotofitosiz de klinik görünüm diğer deri hastalıkları ile karışabileceği için veteriner hekim tarafından teşhisin konulması tedavi öncesi şarttır. Mantarda görülen belirtiler Klinik belirtiler non-spesifiktir, belirtiler deri enfeksiyonu olduğu yönünde şüphe uyandırsada “mantar” ı işaret etmez. Yuvarlak şekilli tüy dökümü daha çok baş bölgesinde olmak üzere bacaklar veya kuyrukta görülen tek belirti olabilir. Tüysüz alanların etrafında ufak papuller oluşabilir. Deri de pullanma ve yangı oluşabilir. Kepeklenme görülebilir. Teşhis Klinik görünüm teşhiş için yeterli olamayacağı için ayrıntılı tetkikler yapılması önerilmektedir. Teşhis yöntemleri arasında kullanılan “wood lambası” teşhis için %100 güvenilir bir yöntem olmamakla beraber bazı hekimler tarafından kullanılabilir. ( patogen formların bazıları floresan ışıkta parlamazken, non patogen formlar + sonuç verebilir ) En uygun teşhis yöntemi mikroskop altında deri kazıntısının incelenmesi ve daha sonra etkenden “fungal kültür “ yapmaktır. Tedavi seçenekleri Mantar, insanlar ve diğer petler için oldukça bulaşıcı olduğu için çevresel temizliğin ve dezenfeksiyonun önemi unutulmamalıdır. Tedavi topikal veya oral tedavi şeklinde uygulanabilir. Ufak, izole lezyonlar hiçbir tedavi uygulanmazsa 4 aya kadar bir sürede kendiliğinden iyileşebilir. (fakat bu dönemde pet,çevre için bulaştırıcı olacaktır) Topikal uygulamalar öncesi bazen tüylerin traş edilmesi düşünülebilir ancak bu duruma veteriner hekimin karar vermesi gerekmektedir. Topikal tedavi seçenekleri veteriner hekiminiz tarafından belirlenmelidir. Mantar aşıları ise sadece medikal tedaviye destek olarak kullanılmalıdır. Sistemik tedavi yaygın mantar enfeksiyonlarında önerilebilmektedir. Ancak tedavi öncesi bir takım kan testleri yapılması önerilmektedir. Bazı ilaçlar gebelikte kullanılamayacağı için böyle bir durumda veteriner hekime gebelik şüphesi varsa belirtilmelidir. Mantar enfeksiyonu geçiren kedi ve köpeklerin eldivenle tutulması ve daha sonra ellerin yıkanması mutlaka izlenmesi gereken koruyucu önlemlerdendir.
Veteriner hekimlikte yaşanan gelişmeler ışığında, yaşlı dostlarımızın daha uzun ve daha sağlıklı olarak bizlerle beraber yaşayabileceğini bilmek hepimiz için mutluluk vericidir. Yaşlı kedi ve köpeklerimizin sağlıklarını korumak aşılamalar, diş bakımı, kaliteli beslenme ve parazit kontrolünün çok ötesindedir. Yaşlanan hayvanlarımız genellikle sağlık sorunları ile ilgili belirti vermezler, sorunları maskelenir fakat hastalıkları buna rağmen yavaş ve gizli olarak ilerler. PetVet veteriner kliniği olarak amacımız yaşlı dostlarımızın sağlıklarını korumak olmakla birlikte bazı önlenemeyen hastalıkların ilerlemesini yavaşlatmaktır. Bu amaçla yaşlanma sonucunda etkilenen vücut sistemleri üzerine odaklanarak herhangi olası bir sapmayı tespit etmeli ve olası önlemleri geç kalmadan almalıyız.Yaşlanan petlerimizin kalan ömürleri süresince kaliteli bir yaşantı sürmeleri gerektiğine inanmaktayız. Bu yüzden erken teşhis ile olası hastalıkların takibi ve tedavisi başarı ile yapılmaktadır. PetVet veteriner kliniği 7 yaş ve üstü kedi ve köpeklerimiz için “senior sağlık programı” oluşturmuştur ve bu program kapsamında belli aralıklarla yapılan testlerle petlerinizin sağlık taraması gerçekleştirilmektedir. 6 ayda bir tam bir fiziki muayenenin yanısıra, olası davranış değişiklikleri ve beslenme problemlerinin konuşulup tartışıldığı görüşmeler Tam kan muayenesi; biyokimyasal analizler ve tiroid testleri. Bu testler ile kanser, enfeksiyonlar ve kansızlık teşhis edilebildiği gibi, karaciğer, böbrekler, pankreas, adrenal ve tiroid bezlerinin ve bağışıklık sisteminin çalışması kontrol edilmektedir. Tam idrar muayenesi ile, enfeksiyonlar ve böbreğin fonksiyonel yapısı kontrol edilmektedir. Dışkı muayenesi ile, dışkıda parazit ve kan olup olmadığı kontrol edilmektedir. Kan basıncının belli aralıklar ölçülmesi ile tansiyon takibi yapılmaktadır.
Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyinin 26.05.2003 tarihli 998/2003 sayılı düzenlemesiyle pet hayvanlarının ticari olmayan hareketlerine sınırlama getirilmiştir. Bu düzenlemeleri kabul eden ülkelere yapacağınız seyahatlerde dostlarınızla ilgili yapılacak işlemlerden biri de "kuduz titrasyon testidir". Kuduz titrasyon testi için petiniziden alınacak olan kan örneği Avrupa Komisyonu tarafından yetkilendirilmiş olan Türkiye'deki tek laboratuar olan Ankara Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne gönderilecektir.Bu işlemlerde en az bir ay önce petiniz aşılanmış olmalıdır. Kan örneği, kanı alan veteriner hekiminiz tarafından hazırlanacak olan diğer belgelerle Enstitüye gönderilir. Sonuç 2 hafta içinde gönderilmektedir. Bu test AB tarafından yapılması zorunlu ilan edilen bir uygulamadır.AB üye ülkelerine giriş yapacak pet hayvanları ülkelerinden hareket etmelerinden en geç 3 ay öncesine kadar antikor titrelerini belgelendirmelidirler. Veteriner Hekiminiz tarafından Sağlık Sertifikası hazırlanmalıdır. Bağlı olduğunuz Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğünden " Menşei Şahadetnamesi" almanız gerekmektedir. Bu belgeleri tamamladıktan sonra Tarım İl Müdürlüğü'ne başvurularak Uluslararası Sağlık Sertifikası alınır. Yurt içi uçak seyahatlerinizde her havayolunun kendi prosedürü vardır. Belirli kilodaki hayvanlarınızı kabin içinde taşıyabildiğiniz gibi kilo sınırını aşan petleriniz özel kargo bölümünde taşınmaktadır. Yine yurt içi seyahatlerinizde de petinizin kuduz hastalığına karşı aşılanmış olduğuna dair karneniz yanınızda olmalıdır. Yolculuklarda strese giren ve rahatsız olan petlerinize sağlık açısından bir sakıncası yoksa sakinleştirici ürünler Veteriner Hekiminizin tavsiye ettiği şekilde uygulanabilmektedir. Bu tarz ilaçların uygulanmasında Veteriner Hekiminizin belirlediği uygulama yolu ve dozajını asla değiştirmemelisiniz.
1
2